1 Ağustos 2011 Pazartesi

18 Ocak 2011 Salı

çirkin

tertemiz kimse yokmuş, onu gördüm bugün. insanlar paslı. insanlar çirkin. bu yüzden en güçlü maskemin arkasına saklanıp kendimden zayıf insanlarla yürüyorum sanırım. tüm hayallerimi kırsınlar diye kuruyorum. kırılacaklarını bile bile. müsa"deniz"le...

insanların alnında yazmıyor ki arkadaş "güvenilir" diye. düşüveriyorsun. beş günün mutlu geçiyorsa altıncı günde skip atıyorlar bir kenara. dostluk kalmıyor, aşk kalmıyor. pasak var herkesin gülüşünde biraz. inatla düşüyorum bu tuzağa. inatla seviyorum, inatla açıyorum kendimi.ciddiyetimden taviz vermemeyi ne çok isterdim oysa!

22 Aralık 2010 Çarşamba

ve

gecelerim ismini kaybetmeye başladı bile
dilsiz bir çocuğun yanık türküsü gibisin nafile
telaşlar tutuşmuş şimdi ellerimde
gök düşüyor, güz düşüyor, kış düşüyor hala ve
sana koşuyor içim...
bu şehrin geceleri ayrı bir kaos
sanki her köşede ayrı bir yankılanıyor ismin hep
detonesin ve varlığın hep aynı sokakta eziliyor
ne çok ölüyorsun ayışığı yokluğunu sayıklıyor
ve çocuk düşlerim ve koca bir kız çocuğuyum ben yittim
bu anın içinde ve karıncalanıyor ellerim sahi
ne çok ölüyorsun güneş yüzüne vuruyor ve
denizsiz bir kentte özlemek hep daha zor ve asıyorum onları
birebir yaşıyorum tüm kabuslarımı ve ağlayıp uyanıyorum ve yine
yoksun ve yokluğun içimi kemiriyor!

18 Kasım 2010 Perşembe

trajedi tiyatrosu

rüzgar bilinmeyene itiyor ihtiyar ruhumu
yeni bir şehir kapılarını aralıyor
gülüşlerimi yitirdiğim sokak aralarında
defalarca intihar ediyor çocukluğum.
her sokakta üç rekat ağlıyorum.
yaralarım dikiş tutmuyor
dikiş tutmuyor sensizlik...
kanamalı sökükleri var tenimin astarının
iki yanı kanamalı gülüşleri.

izmir'de görüntüler böyle.
şimdi sendeyiz merkez!

k.İ

şiirlerim sizin olsun
aşklarım sizin olsun
gittiğim bütün yerleşim birimlerindeki
morgların kapısı açıktır bana.
otopsimden para da almazlar.

-

bugün uzaktan bir seyrettim seni Ankara,
biliyor musun ne denli haksızlıklar bütünü yüklediğin bana
dil altı yaptığın aşklarımı saymıyorum
ne çok hüzün kattın aslında
parmak uçlarımı kesen bir tutkuydu sana duyduğum
ve birden canım hiç acıdı
sana emanet ettiğim.