5 Şubat 2010 Cuma

Karalıyorum, Öyleyse Varım - Vol. 2

sabah uyandım kafada bi ton görüntü canlanıyo benim. yutkunamıyorum, boğazım kurumuş. ne cansu var ne murat ortada. muratın üstünde elinde sigarası, üstünde hala turkuaz kazağı olan cansu var. ayak ucumdalar böyle. muratın elleri cansunun belinde, cansunun bacaklar desen yılan gibi sarılmış muratın beline... şimdi olay çıkarayım diyorum da hayatım boyunca insanlar ottan boktan şeyler yüzünden soğudu ve uzaklaştı benden. halüsinasyon da gördüm defalarca. diyorum beynim mi beni aldatıyor yoksa cidden oldu mu bu? olduysa niye ses çıkarmadım. şimdi kalksam bağrınsam cansuya kızın ne suçu var. ha bu olduysa kısmısı. ya olmadıysa dabağırırsam benim deli olduğumu düşünür ciddi ciddi ki şüpheleri var adım gibi eminim... tek kalan dostum oyken bunu yapamam diyorum falan. neyse ben gene uyudum, hava da tam aydınlanmamıştı zaten. "skerler" dedim "yat uyu sen. sabah ağzından alırım mutlaka bi şeyler cansunun."


ikinci uyanışımda murat yoktu ortada. cansu mutfakta kalan şampanyadan otlanıyordu. direk aklıma o sahne geldi zaten. ciddi ciddi kafayı yediğimi düşündüm bi an. "cansu kaç ben delirdim kurtar kendini" falan demek geldi içimden, yuttum. en iyisi hiçbir şey olmamış gibi davranmaktı -ki olup olmadığı da belli değildi. çileden çıkmıştım. en sonunda gittim yanına.

"ne bu len" dedim "sabah sabah içilir mi? daha karga bokunu yememiş, sen elinde şampanya."

her zamanki sırıtışıyla cevabı kondurdu hemen "robdöşambrımı bulamadım ama hacı, tam moda giremiyorum."diye. "koyam mı sana da?" dedi sonra. "yok" dedim "ülserli insanım ben. ölürüm filan senden bilirler." "he iyi o zaman" dedi içeri geçti.

bi tost yaptım kendime sonra ben de yanına geçtim. "ev küçükmüş" dedi "niye daha büyüğünü tutmadınız?" anam millette para bok dedim içimden. "anca bu kadarına yetiyo" falan filan geçiştirdim. zulalanmış alkol var mıymış onu sordu, yok deyince uçtu gitti bakkala almaya. hatun bozmuş abi, sabah akşam içiyo, neden böyle diyodum ki geri geldi. sormama gerek kalmadı. her zamanki gibi içimi okudu gacı ve başladı anlatmaya.

"merak ediyondur şimdi sen ben neden içiyom bu kadar, hep böyle miyim falan diye." dedi. (çok merak edince konuşamam bi de ben "ya daha konuşmazsa, ya başka bişi gelirse aklına" falan diye evham yapıyom. korktuğum da başıma geliyo daldan dala oynuyo millet benlen. )

"he ediyom valla. dökül bakalım" dedim. çakmakla iki tane bira açtı, uzattı birini bana, çömdük sobanın başına ve döküldü.

"biliyosun erkandan ayrıldıktan sonra toparlayamadım kendimi. dünyam altüst olmuştu.senle haberleşemiyoduk o sıralar. ayrılığın üzerinden bir ay geçti-geçmedi babamın ölüm haberini aldım."

hassstiiir dedim direk zaten, sessiz dedim tabii. cengiz amca ölmüş hem de gencecik. nasıl burkuldum o an. bi şey de diyemedim bölersem vazgeçer diye. yapacak bi şey yok, böyle bi huy benimki de.

"eh, gelince üst üste işte." dedi. kafa salladım ben de anca üzgün üzgün durmaya çalışıp.

"sonralarda bir hatunla tanıştım: Özge. bi barda çalışıyodu, iyi para kırıyodu falan. o da sanat tarihi okuyodu bizim okulda. kısa sürede iyi dost olduk. uyuşturucu kullanmasa aynı eve bile çıkardım onla. hoş çıkmış kadar oldum. ev arkadaşlarım evi kerhaneye çevirdi bir dönem. her gece çeşit çeşit herifler geliyodu eve. punkından emosuna, kekosuna falan hiç hazetmediğim tipler böyle. yatılı geliyolar bi de kancıklar. ben de tartışma çıkardım. 'bizde böyle işine gelirse' falan dediler. çareyi özgede kalmakta buldum. hiç tartışma çekecek bi dönem değildi benim için. hatunun aile zengin ama buna rağmen hiç para almıyodu ailesinden falan. ufakken babası tecavüz etmiş buna da. garibim çok sessiz sakindi zaten. her neyse işte. tek kalıyodu özge. 2+1di ev. bi oda boştu. bi gün geldim eve bi baktım; anam döşemiş odayı bildiğin. istediğin kadar kalabilirsin dedi falan. o sabah erken çıkıyordu benim dersler de öğleden akşama kadardı. o da gece geliyordu eve. bi gece konuşabiliyorduk o da iki kelime. ben derslere asılmıştım falan baktım dostluğumuz iyice köreldi girdim odasına. leş gibi bali kokuyordu oda. son ses techno dinliyo filan. o gece merak ettim o boku ilk. konuşmamız gerektiğini söyledim. mırın kırın edip elindekini uzattı. bir süre direndim falan ama o dönem bi sigara içince iyi oluyodum, uçtum iki nefeste."

sustu sonra. ilk kez o an açtım ağzımı. çok sinirliydim ve bünyepek sağlam değildir benim. ne pahasına olursa olsun benim evimde benim sevgilimle sevişmişti. hangi dostluktu ki artık? patlatıverdim o an.

"seviştiniz değil mi?!"

2 yorum: