15 Nisan 2010 Perşembe

/2




ne bok yiyorsun orda bilmiyorum. çok uzun zaman oldu sesini duymayalı, yüzünü görmeyeli. özlüyorum sanırım bazen seni. ellerini özlüyorum. gözlerini ve gülüşünü en çok. düşüşlerini, bana kızışlarını bile özlüyorum. yaparız deyip yapamadığımız onca şeyi özlüyorum. ağlayamıyorum ama. trenler bomboş. ve şairin dediği gibi her şey. biliyorum, sana giden yollar kapalı...

ismimi anıyor musun bilmiyorum. aklına geliyor muyum? ya sen hatırlıyor musun beni? gülüşümü? şiirlerimi pek severdin sen. sana yazmıyorum artık. sana yazamıyorum artık çünkü sana yazdığımda darılıyor bana hayat. haketmiyormuşsun. öyle yazıyor gazetelerde. beni artık sevmediğinden bahsediyor tüm şarkılar...

beni görüyor musun hiç rüyalarında? bilmiyorum. rüyalarına konu olamayacak kadar değersiz, eskimiş miyim? buruşturdun mu beni? kırmızıdan siyaha çalar oldum ben. dev fil mezarları gibi içimde sana ait olan boşluk. gelmeyeceksin hiç geri, değil mi?

doğru mu tüm bunlar? bilmiyorum. senin şehrine geliyorum. seni görmeye cesaretim yok. tüm hatanın bende olduğunu düşünüyorsun, eminim. hatayı hep başkalarında ararsın zaten hep sen. kendin sütten çıkmış ak kaşıksın çünkü sen. mükemmelsin çünkü sen. kusurun yok hiç çünkü senin. kızıyorum sana kimi zaman.

ne bir resmim var ne de bana ait herhangi başka bir şey değil mi? hem belki taşınmışsındır da o evden. anılarımızı da bırakmışsındır başkalarına. başkaları ne yapsın bizim anılarımızı? onlar bizimdi. kırdın belki. unufak ettin her şeyi. bilmiyorum. senden haber alamıyorum, ulaşmak istiyorum, itiyorsun beni. ve üzülüyorum , sana giden yollar kapalı...

nasıl tanışmıştık, hatırlıyor musun? sanmıyorum unuttuğunu. unutmuş olamazsın.

ve evet. trenler bomboş. istasyon bomboş. vapur ağlıyor, iskele de batmış. öyle demiştin sen. ağlamıyorum, merak etme. suçluyum, her zaman olduğum gibi yine suçluyum. biliyordum sonumuzun geldiğini ama bu defa geri adım atamazdım. parçalanmaktan yorulmuştum çünkü. kıskanıyordum seni, görüyordun ve umursamıyordun. ellerimi gözlerimi çalıp da gittin. hayatıma girişin gibi çıkışın da ani oldu, alelade oldu, üzücü oldu. çok seviyordum.

saçlarını kızıla boyamışsın tekrar. seni göremiyorum. adını duysam içim cız ediyor. gelmeyeceksin hiç geri, değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder