3 Nisan 2010 Cumartesi

içsel yakarış


saat başı sırayla ölüyorduk
hatırlıyor musun?
çok fazlaydı ve zayıftı matematiğimiz.
kimyamız, beden dilimiz...
hep zayıftık hikayemizde.

ne için savaştığımızı bilmiyorduk.
ama seviyorduk işteuyuyor, uyanıyor, seviyorduk
zaman aşımına uğrayıp çürüyen deliliğimizi
anlamsız demeçlerle süslemiştik.

Alice'tik Harikalar Diyarı'nda
sövüyorduk
uyuyor, uyanıyor, seviyor, sövüyorduk.
duygularımızı sömürmesine izin veriyorduk insanların
kan kaybediyorduk sevda denilen vahşi bir ormanda
vahşi bir hayvanın kollarında.

ve içimizdeki ağır yaralılardan bahseden ne bir gazete vardı
ne bir bülten...

belki en çok da buna kırıldık.

2 yorum: